Powered By Blogger

31 Ekim 2012 Çarşamba

Bilgisayar Kasaları


Bilgisayar Kasaları
Kasa bilgisayar bileşenlerini bir arada tutan ve bu bileşenlere gerekli gücü sağlayan plastik ve metal bileşiminden oluşan kutudur. Kasa denilince akla, tek renk sıradan bir kutu gelmiyor. Günümüzde kasalar teknolojik açıdan ve estetik görünüm açısından çok fazla gelişmiştir. Bugünlerde içi neon lamba ile aydınlatılmış kasalara rastlamak mümkündür. Kasanın dış görünümü göz zevkiniz açısından önemli olabilir; ancak kasanın görünümüne verilen önemin soğutma ve yeterli güç sağlama özelliklerine de verilmesi gerekir.
Resim 2.3: Çeşitli bilgisayar kasaları
Kasanın içinde anakart takma tepsisi, güç kaynağı yuvası, birkaç tane 5.25" ve 3.5"luk yuvalar ki buralara sabit disk ve CD-ROM sürücü gibi aygıtlar yerleştirilir, arka tarafında soket boşlukları vardır.
Kasada bir tane yeniden başlatma, bir tane açma düğmesi ve bir tane de kilit düğmesi olabilir. Kasaların yatay ve dikey yerleştirilebilenleri, alüminyum veya çelikten yapılanları ve boyut olarak değişik yapılarda bulunanları mevcuttur.
Kasa alırken gücü mümkün olduğunca gücü yüksek olanı tercih edilmelidir. Kasanın içi rahat bir çalışma alanı için yeteri kadar geniş olmalı, içerisinde genişleme yuvaları bulunmalı ve kasaya hava akışının iyi olması için yeteri kadar hava giriş delikleri bulunmalıdır. Kasayı yerleştirdiğimiz yer dengeli olmalı ve kasanın sağa sola sallanmamasına dikkat edilmelidir.
 Kasa Çeşitleri
Kasaların farklı çeşitlerde olmasının birtakım sebepleri vardır. Bu çeşitliğin nedeni kasanın yerleşim yeri, boyutu, kasaya takılabilecek donanım sayısı, kasanın sağladığı güç gibi özelliklerdir.
45
Resim 2.4: Dekstop kasa
 Masaüstü (Desktop) kasa: Yatay olup üzerine ekran konulabildiği için yerden tasarruf edilir ve kasa göz önünde olur. Tower kasaya göre daha az yaygındır. Kasa içerisine genişleme kartları dikey olarak yerleştirildiğinden içerisinde standart donanım kart sayısı fazla değildir.
 Kule (Tower) kasa: Tower kasalar büyüklük bakımından üçe ayrılır. Full-tower olarak isimlendirilen kasa en büyükleridir ve 60 ile 90 cm yüksekliğindedir. Bu kasaların üzerine birçok sürücü takılabilir. Bu yüzden de güçlü bir güç kaynağı bulunur. Bu boyuttaki kasalarda genişletme sorunu yaşanmaz. Boyutu büyük olduğu için iyi derecede soğutma yapılabilir.
Boyut bakımdan ikinci büyük kasa, mid-tower kasadır. Mid-tower kasa, birçok yönden full-tower kasaya benzer ama ona göre boyutu daha kısadır.
Mini-tower olarak isimlendirilen kasa ise en popüler olanıdır. 50 ile 60 cm yüksekliğindedir ve desktop kasadan daha geniştir. Boyutundan dolayı da masa üzerinde daha az yer kaplar.
Resim 2.5: Tower kasa çeşitleri
 Slim kasa: Bu tip kasalar hem yatay hem de dikey olarak kullanılabilir. Genelde mid-tower büyüklüğündedir.
46
Kasa İçerisindeki Bağlantılar
Bir kasa içinde temel olarak iki tür bağlantı vardır. Bunlardan birincisi, grup bağlantıdır. Bu bağlantı, güç kaynağından çıkar ve çeşitli birimlere çalışması için gerekli olan elektrik enerjisini taşır. İkinci grup bağlantı ise, bir birimden diğerine veri taşıyan kablo ve Led bağlantılarıdır.
Güç kabloları anakarta, disk sürücülerine, CD-DVD sürücülerine ve bazı ekran kartı sürücülerine ve fanlara bağlanır. Kasa içinde tüm veri akışı anakart üzerinden yapıldığı için tüm veri kabloları anakarta bağlıdır. Disk sürücüleri ile CD-DVD sürücüleri anakarta veri kabloları ile bağlanırlar. Bunların yanında kasa üzerinde gösterge olarak kullanılan ledler ve reset, power switchleri de anakarta bağlanır.
Resim 2.6: Kasanın iç yapısı
Tüm bu bağlantılara ek olarak CD-ROM ,DVD-ROM sürücüleri, ses verisi aktarmak için kasa üzerindeki ek USB portları ve ses jakları ile anakarta bağlanır.
Kasa içindeki bağlantıların doğru yapılması kadar düzenli olması da önemlidir. Kasa içindeki hava akışının sağlanması için bağlantılar genelde bir kelepçe yardımı ile bir araya getirilir. Hatta IDE kablosu gibi standart hâli geniş olan kabloların hava akışını engellemesini önlemek için bu kablolar sıkıştırılarak üretilmeye başlanmıştır.



FLOPPY (FERROMANYETİK) DİSKLER








FLOPPY (FERROMANYETİK) DİSKLER
 Disket Sürücünün Görevi
PC’ler için hard disk sürücüler geliştirilmediği dönemlerde floppy sürücüler işletim
sistemini taşımak amacıyla kullanılmaktaydı. Sabit disklerin kişisel bilgisayarlarda
yaygınlaşmasıyla birlikte disket sürücüler uygulama yazılımlarının ve diğer tür verilerin
taşınması ya da yedeklenmesi amacıyla kullanılmaya başlandı.
 Disket Sürücü Nedir?
Disket sürücüler, ses kaset teybine benzer olarak metal kaplı dairesel küçük bir
plastiğe bilgi yazan ve o parçadan bilgi okuyan kayıt cihazlardır. Bir floppy disk çeşidi
olmasına karşın piyasada disket sürücüler için yaygın olarak FDD (Floppy Disk Driver) adı kullanılmaktadır.Disketin Yapısı ve Çalışması
Disketler, sabit disklere benzer olarak iz ve sektörlerden oluşan malzemelerdir.
Yapılarında ses ve video kasetlerinde kullanılan banda benzeyen dairesel bir bant kullanılır.
Ancak iz ve sektörlerden oluşmaları nedeniyle veriler ses ve video kasetlerinde olduğu gibi
sıralı yazılmaz. Örneğin dosyanın bir parçası 1 nu.lu sektörde yer alıyor ve ikinci parçası 15
nu.lu sektörde yer alıyorsa, yazma/okuma kafası 1’den 15. sektöre gidebilir. Aradaki
sektörlerin okunmasına gerek yoktur.
Şekil disketin parçaları
Şekil : Ferromanyetik malzeme kaplamalı bandın (disk)
iz (track) ve sektörlere ayrılması    sert plastikten yapılmış malzemeyle koruma altına alınmış olan disketin
parçaları gösterilmektedir. Şekil 2.6’da ise verilerin manyetik kayıt ilkesine göre yazıldığı
manyetik bandın iz ve sektör yapısı gösterilmiştir. Şimdi kısaca bu parçaları tanıyalım:
1- Yazma Koruma Sekmesi: Bu sürgü, açık olduğunda diske bilgi yazılamaz.
2- Göbek: Disket sürücünün, diski döndürmesi için kullanılan parçadır.
3- Disket Okuma Sürgüsü - Shutter: Disket, disket sürücünün içine
yerleştirildiğinde bu sürgü sürücü tarafından açılır ve disket okuma/yazma işlemi için hazır
hâle getirilir.
4- Plastik Kaplama: Ferromanyetik malzeme kaplamalı diskin korunması amacıyla
kullanılan parçadır.

18 Ekim 2012 Perşembe

Rastgele erişimli hafıza (İngilizce: Random Access Memory, RAM)

Rastgele erişimli hafıza (İngilizce: Random Access Memory, RAM) mikroişlemcili sistemlerde kullanılan bir tür veri deposudur. Buna karşın diğer hafıza aygıtları (manyetik kasetler, diskler) saklama ortamındaki verilere önceden belirlenen bir sırada ulaşabilmektedir, çünkü mekanik tasarımları ancak buna izin vermektedir.

256 MB'lık DDR400 RAM
Bir RAM yongasında her hangi farklı iki veriye ulaşmak için aşağı yukarı aynı süre harcanmaktadır. Buna karşılık disk ve benzerleri okunan verinin başı bulunan noktaya yakınsa az zaman, uzaksa çok zaman harcamakta ve baş konumu sürekli yer değiştirmektedir.
RAM, genellikle bilgisayardaki ana hafıza ya da birincil depo; yükleme, gösterme, uygulamaları yönlendirme ve veri için çalışma alanı olarak düşünülür. Bu tip RAM genelde tümleşik devre biçimindedir. Yaygın olarak hafıza çubuğu veya RAM çubuğu isimleriyle anılır çünkü devre kartı üzerine, küçük devreler halinde, plastik paketleme yardımıyla birkaç sakız paketi boyutundadır. Çoğu kişisel bilgisayarda RAM eklemek veya değiştirmek için yuva bulunur.
Çoğu RAM hem yazılıp hem okunabilir. Bu yüzden RAM sık sık "okunan-yazılan hafıza" ismiyle yer değiştirmiştir. Bu bağlamda RAM, ROM'un tersi, daha doğrusu sıralı ulaşılabilir hafızanın tersi olarak kabul edilir. RAM bellekler genelde (2²) byte şeklinde paketlenmiş olarak piyasada bulunur.




17 Ekim 2012 Çarşamba

İşlemci Nedir ? Nasıl Çalışır ?

İşlemci Nedir ? Nasıl Çalışır ?
Tanımı

Kısaca CPU ( Central Process Unit ) yani Merkezi İşlem Birimi’dir. İşlemci için bilgisayarın beynidir diyebiliriz. Adından anlaşıldığı gibi bilgisayardaki işlemleri gerçekleştiren ve gerekli yerlere gönderen elemandır.Konuyu basitçe anlatmak gerekirse bilgisayar üzerinden yaptığımız herşey işlemciye muhakkak uğrar. Yani klavyedeki bir tuşa basmamız, fareyi hareket ettirmemiz birebir olarak işlemcide gerçekleşir.
Tarihçesi

41
İlk işlemciler belli işlemleri ve çoğu zamanda yalnızca tek bir işlemi gerçekleştirmek için üretilmişlerdir. Ancak üretilen bu işlemcilerin hem maliyeti çok yüksekti hem de yaptığı sınırlıydı. 1970′lerde mikroişlemcilerin üretilmesiyle işlemci tasarımları ve kullanım alanları oldukça değişti. İlk mikroişlemci Intel 4004′ün üretilmesi (1971) ve bunu takiben ilk geniş çaplı kullanım alanına sahip olan Intel 8080′nin üretilmesi (1974) ile merkez işlem birimini yürütme metodları tamamiyle değişim gösterdi ve gelişen teknoloji ile birlikte küçük boyutlu bilgisayarlar ve cep telefonlarının üretilmesi küçük bir işlemcinin geliştirilmesini zorunlu kıldı. Bu sayede işlemcilerin kullanım alanları genişledi ve hayatımızın vazgeçilmez bir parçası oldu. Günümüzde işlemciler; otomobiller, cep telefonları, bilgisayarlar ve daha bir çok üründe kullanılmaktadır.
Mikroişlemciler Nasıl Çalışır ?
31Mikroişlemcilerin yapısında milyonlarca transistör denilen yarı iletken malzeme bulunmaktadır.Elektrik sinyalleri bu transistörlerden geçer ve toplama, çarpma, çıkarma ve bölme gibi temel matematiksel işlemlere dönüştürülür.Bu işlemleri yapan bölüme ALU(Arithmetic Logic Unit) denir. Bunun dışında işlemcide veriyolları, çeşitli kontrol ve denetleme bileşenleri bulunur.
İşlemcinin Temel Bileşenleri
ALU (Aritmetik ve Mantıksal İşlem Birimi) : Mikroişlemcinin birinci derece önem taşıyan birimidir.Toplama, çıkarma, çarpma, bölme komutlarını dönüştürür. Alu’nun ne kadar fonksiyonu varsa işlemci o kadar değer kazanır.
Komut Çözücü (Instruction Decoder): İşlemcinin yapması gereken kodların icrası için gerekli işlemleri başlatır ve komutun çalıştırılması için gerekli işlemleri belirler.
Kaydediciler (Registers): Anabellekteki veriler işlenmek üzere merkezi işlem birimine taşınır burada verilerin işlenmesi sırasında geçici olarak kaydedicilerde bekletilirler.
Veriyolu (Bus): İşlemcinin diğer donanım birimleri ile bağlantısını sağlayan iletken elektriksel yollardır.
http://www.bilgiustam.com/islemci-nedir-nasil-calisir/

ANAKARTLAR

ANAKARTLAR 



    Anakartlar, bilgisayarların temel donanım elemanıdır. Bir bilgisayarın tüm parçalarını üzerinde barındıran ve bu parçaların iletişimini sağlayan elektronik devredir.  
    Anakart, bilgisayara hangi sistem bileşenlerinin ekleneceğini ve sistem bileşenlerinin hızlarının ne olacağını belirleyen temel unsurdur çünkü anakart üzerindeki elektronik bileşenler; bu bilgisayara hangi tür işlemciler takılacağını, maksimum bellek kapasitesinin ne kadar olacağını, bazı bileşenlerin hangi hızlara ulaşacağını ve hangi yeni donanım teknolojilerini destekleyeceğini belirlemektedir. 


                                                     1.1. Anakartın Yapısı 


   Anakart Fiberglastan (sert bir plastik türevi) yapılmış, üzerinde bakır yolların bulunduğu, genellikle koyu yeşil renkli bir levhadan oluşur. Bu levha çok katmanlı ve karmaşık kablo yapılarından oluşan PCB (Printed Circuit Board- Baskılı devre kartı) plakalarından oluşur. 

   Anakart üzerinde, mikro işlemci yuvası, bellek, genişleme yuvaları, BIOS, diğer kartlar için genişletme yuvaları, portlar ve diğer yardımcı devreler (sistem saati, kontrol devreleri gibi) yer almaktadır. 
    Anakartların temel görevi, üzerinde olan birimler ile genişletme yuvalarına takılacak birimler arasında veri akışını sağlamaktır. Anakart, sinir sistemi gibi birimlerin çalışmasını düzenlemek ve kontrol etmekle görevlidir. Şekil 1.1 incelendiğinde anakart üzerindeki tüm birimlerin yonga seti(chipset) adı verilen entegre devrelere bağlı olduğu gözlenir. Yonga seti anakartın beyni olarak tanımlanır. Bu entegreler, tüm sistemin uyumlu çalışmasını sağlar. 

   İlerleyen konularda detaylarına girilecek olan anakart bileşenleri, veri taşıyıcı yol (BUS) adı verilen iletken hatlarla veya doğrudan yonga setine bağlıdır. Yonga setlerine veri aktarılırken, veri üzerinde düzenleme yapılacaksa veya veri bir sıra şeklinde alınacaksa ara yüz kontrol birimleri kullanılır. Anakart üzerindeki iki temel yonga seti, farklı birimlerin çalışmasını kontrol eder. Anakartlar ayrıca güç kaynağından gelen gerilimi sisteme dağıtma işlemini de gerçekleştirir. 

  Anakartlar, sistemin bir düzen içinde çalışmasını sağlayan saat frekans sinyali osilatör devreleri tarafından  farklı frekanslarda üretilerek gerekli birimlere giriş olarak verilir.